24 Ağustos 2013 Cumartesi

Vichy İle Sorunsuz bir Cilt

Herkese merhaba!
Geçtiğimiz hafta tamamen yeni bir cilt bakımı rutini edinmek üzere bir eczaneye uğrayıp, internette çokça methini duyduğum Murad ürünlerini denemek için danışmanlık almak istedim. Dört ürüne toplamda 500 liradan fazla bir fiyat verilince çok daha uygun fiyatlar istemem ve temizleyici olarak uzun zamandır Vichy kullandığımı söylemem üzerine Vichy'nin benim cildime uygun ürünlerini aldım.
Aslında tahmin ettiğimden fazla ürünle çıktım eczaneden, ama cildimi iki günde hiçbir zaman olmadığı kadar düzelten ve ölü derilerden, peeling derdinden, burun üstündeki pullanmadan kurtaran bu yeni rutini sizle paylaşmak istedim.

Öncelikle şunu söylemem gerekir ki fotoğraflarda göreceğiniz ürünlerden sadece Purete Thermale krem temizleyiciye önceden sahiptim, ve o hariç bu kadar çok ürün bir arada toplamda 160 liraya geldi. Bu bence temizleme, gündüz ve gece kremi, tonik, maske aldığınızda yanlarında bir de deluxe boy deneme ürünleri olan Vichy'nin meşhur termal suyu, ışıltı verme iddiasındaki köpük temizleyicisi ve 48 saat nemlendirme iddiasına sahip Aqualia Thermal nemlendiricisiyle beraber harika bir alışveriş oldu. Size bir haftada 2 yerine 1 sefer peeling ürünü kullansanız bile yağlı veya T bölgesi yağlı, diğer bölgeleri farklı şekilde karma cilde sahipseniz o ölü derileri asla hissetmeden, çok dengede bir cilde kavuşmanın sırrını veriyor olabilirim. Açıkçası benim cildim o kadar güzel bir düzene girdi ki artık çok önemsediğim günler ve cildimin tamamen kusursuz olmasını istediğim zamanlar dışında fondöten kullanmıyorum.

Kullanım sırama göre anlatacağım.

1.Adım: Temizleme:


Vichy Purete Thermale'in yazısını önceden yazmıştım. Hatta buradan detaylarıyla okuyabilirsiniz. Yanındaki temizleme ürünü aslında gündüz kremi olarak aldığım ürünün yanında hediye olarak geldi. Onu da deneme amaçlı kullanıyorum bazen ama hem krem temizleyici kadar işe yaradığını hissedemiyorum, hem de artık krem temizleyicimi bitirmek istediğim için sıklıkla onu tercih etmiyorum.

2.Adım: Tonik


Fotoğrafta gördüğünüz üçlü, Vichy'nin yağlı ciltler ve siyah noktalar için ürettiği NormaDerm serisinin başlıca ürünlerinden oluşuyor. En baştaki ürün, tonik. Bunu da temizleme işleminden sonra uyguluyorum. Tam olarak nasıl tanımlayacağımı bilemediğim, keskin ama güzel bir kokusu var. Bu rutinde en çok iş gören ürün olduğunu düşünüyorum nedense. Siyah noktalarımın çok daha az görünür hale gelmesinde ve özellikle T bölgemdeki pullanmanın, ölü derinin tekrar dönmesinin engellenmesinde bu tonik bayağı rol oynuyor. Eğer bu yazı sizin cilt tipinize hitap ediyorsa ve iyi bir toniğe ihtiyacınız varsa bu kesinlikle bir ihtiyaç.

3.Adım: Nemlendirme


Güneşle bolca haşır neşir olduğumuz bu zamanlarda gündüz kremi olarak özellikle de dışarı çıkılacağı zaman şart olan güneş koruyucu losyonumu aldım. Aslında güneş koruyucumun olduğunu ve SebaMed'in 50 faktörlük kremini kullandığımı söyledim fakat markasını söyler söylemez "onu kesinlikle bırakın, isterseniz vücudunuz için gerektiğinde kullanın ama yağlı bir cildiniz varken asla kullanmamanız gerek" dedi danışman. Aslında cildi aşırı parlak ve yağlı gösteren bir ürün olduğundan ben de tereddütteydim ama matlaştırıcı özelliğe sahip olan Vichy'nin bu koruma ürününden gayet memnunum, elimde zaten güneş koruma ürünü varken boşuna masraf yaptım diye düşünmüyorum. Güneş koruma ürünleri ne kadar parlaklık verseler de bu daha çok matlaştırma özelliğine sahip. Son zamanlarda bunu ve kapatıcımı sürüp rahatlıkla çıkıyorum. 
Geceleri ise NormaDerm serisinden yine yağlı cilt ve siyah noktalarla savaşan gece kremimi kullanıyorum. Bu kadar ürün içinde en kötü kokanı kesinlikle bu. Bunu cildime iyice yediriyorum ve cildimi bayağı matlaştırıyor. Hatta biraz kurutacak raddeye kadar geliyor. 

4.Adım: Destekleme


"Desteklemek de ne demek?" diyebilirsiniz. Bu adımda kullanılan ürünlerle güneş koruma ürünümü aldığımda hediye olarak verildikleri zaman tanıştım. Vichy'nin sprey başlıklı şişe içinde satılan termal suyunu, eğer markayı tanıyorsanız muhtemelen biliyorsunuzdur. Fazlasıyla sevilen bir ürün bu. Ben bunu, özellikle de gece bakımımdan on on beş dakika kadar sonra cildim matlaştırıcı kremlerden çok kurumuşsa yüzüme ferahlık ve nem vermesi için sıkıyorum. Bu açıdan gerçekten seviyorum ve bu deneme boyu bittiğinde tam boyunu alma fikrim de var.
Yine gayet göz doyurucu bir boyutta gelen Aqualia Thermal nemlendirici de (15 ml lik bir ürün) matlaştırıcı kremler istediğim yoğunlukta nem vermediğinde özellikle de yanaklarıma sürmeyi tercih ettiğim bir krem çünkü gerçekten çok güzel ve hafif bir kokusu var ve azıcık miktarıyla bile kuru olan yanaklarımı gayet güzel nemlendiriyor. Bunu T bölgeme özellikle uygulamıyorum çünkü orada matlığı tercih ediyorum ama eğer normal ya da kuru ciltliyseniz bence bu çok güzel bir krem. Kesinlikle öneririm.

5.Adım: Maske


Yukarıda NormaDerm üçlümü gördüğünüz fotoğrafta ortadaki ürün hem peeling hem temizleme hem de maske ürünü olarak kullanılabilen, çok amaçlı bir ürün. Ben bunu haftada bir gün maske olarak kullanıyorum. Bu granüllü bir peeling ürünü ama yüzünüzü kazımadığı için sonrasında T bölgesinde yağ kusmasına da sebep olmuyor. Çok çok güzel bir peeling ürünü ve önceki bütün adımları sabah ve akşam olmak üzere düzenli şekilde uygularsanız bütün bir hafta boyunca pullanma görmüyor, ölü deri şikayeti asla etmiyorsunuz. Yeşil bir rengi var ve beş dakika bekleyip, kuruyunca yüzünüzden yıkıyorsunuz. Çok başarılı bir ürün olduğunu düşünüyorum. Ben fazlasıyla memnunum kendisinden.

Upuzun bir yazı oldu ama 10 günden fazladır bu ürünleri kullanıyorum ve yazın akneli hale gelen cildimden çok çekiyorken daha ikinci günden cildim düzene girdi ve yine eskisi gibi fondötene sarılmak zorunda kalmadan sadece kapatıcımı uygulayıp çıkabilmenin rahatlığını yaşıyorum. Eğer siz de yağlı ya da yağlıya dönük karma ciltten, pullanmadan, yüzünüzde özellikle de bu aralar çıkan birkaç sivilcenin verdiği rahatsızlıktan şikayetçiyseniz bence kendiniz için bu yatırımı yapın. 

Hayatımda harcadığım en iyi 160 lira diyebilirim. Umarım size de yardımı olur.

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Chanel Stylo Yeux Suya Dayanıklı Otomatik Göz Kalemi

Herkese merhaba! Geçtiğimiz hafta çekilişim için ürün ararken (hala katılmadıysanız buradan katılabilirsiniz) aslında ilgimi neredeyse hiç çekmeyen bir şeye, Chanel'in otomatik göz kalemlerine takıldı gözüm. Açık tonları bile benim için daha çok merak uyandırırken, mağazada denediğimde ışıltılı kahve gibi gördüğüm bu tonu aldım.




Mağazada ışıltılı kahve gibi görünen ton, dışarıda ve gün ışığında boz bir mor gibi görünüyor. Işıltısı yine aynı ama hangi renk olduğunu anlatmak zor. İngilizce'den çevirisiyle kahverengimsi gri olan bu renk, bana göre de biraz morluk içeriyor gibiydi.
Üst kirpik dibinde genelde yoğun derinlik isteyen biz Türk hanımlarına pek gidecek bir ton değil. Ben biraz yumuşak bir ton diye düşünerek aldım ama beni bile tatmin etmedi. Fakat alt kirpik diplerinde çok güzel bir gölge yapıyor. Bu açıdan çok beğendim.

Kalıcılık bakımından henüz bir tam günde denemiş olmasam da eminim uzun süre kalıcı, çünkü bu otomatik göz kalemi serisi en çok da kalıcılığı ile ünlü. Fakat pigmentasyon bakımından yorumlarsam uygulanır uygulanmaz rengini aynen vermiyor, birkaç kez üstünden geçmek gerekiyor ki bunu pek beğendiğimi söyleyemem.
Bana göre bir kalemden daha çok, dumanlı göz makyajı için baz oluşturacak nitelikte bir ürün. Uygular uygulamaz dağıtacak olursanız güzel, yoksa hemen kuruyor ve baskı bile uygulasanız oynamıyor.

Fiyatı 67 lira.

Çok da sevdim diyemeyeceğim ama en azından bloguma bir çeşitlilik kazandırdı, bu açıdan memnunum. :)) Sizler ne düşündünüz? Fikirlerinizi paylaşmayı unutmayın!

18 Ağustos 2013 Pazar

MAC ile Günün Bronz-Mercan Göz Makyajı

Herkese merhaba!

Geçtiğimiz salı günü birkaç ürünlük alışverişimi paylaşmıştım. O gün MAC'ten aldığım Woodwinked ve Expensive Pink farları ile güzel bir göz makyajı çıkabileceğini düşünerek bir makyaj denemesi yapmak istedim. Umarım siz de benim kadar beğenirsiniz.


Expensive Pink aslında adından bekleneceği üzere bir pembe tonu değil, daha çok altın ışıltılı, somon rengi denebilir. Bana allıklarımdan yine MAC'e ait olan Style'ı hatırlattı. Onun biraz daha somona yakın ve yoğun renk veren versiyonu gibi denebilir.

Expensive Pink'i ilk olarak baz için uyguladığım Painterly krem farın üzerine yoğun şekilde uyguladım. Fırçalarım istediğim yoğunluğu vermeyince parmaklarımdan yardım aldım.
Woodwinked ise altın renginin kahve versiyonu gibi. Tuhaf bir yorumlama olabilir ama bana baktığımda tam olarak bunu hatırlattı. MAC'in en sevilen farlarından olmasının hakkını kesinlikle veriyor çünkü klasik tonları, özellikle kahveleri sevenler için daha elinizin üstünde dener denemez sizi heyecanlandıran bir şeye dönüşüyor. Bu yüzden bu iki farı alırken çok güzel bir gölgeli makyaj için tek başlarına yeteceklerini düşünmüştüm, yanılmamış oldum.




Gözümün içine ve üst kirpik dibime MAC Dipdown Fluidline kullandım. Maskara olarak Benefit They're Real, kaş farı olarak ise Kryolan mat far serisinden Sudan tonu var. Yine göz altı kapatıcısı için de Benefit Boing tercih ettim.

Sizler nasıl buldunuz?

15 Ağustos 2013 Perşembe

190 Lira Mı, 39 Mu? Tom Ford Cognac Sable İçin Dupe!

Herkese merhaba!

Uzun zamandır yazmak istediğim bir yazıyla geldim. Sizlere fazlasıyla yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

Tom Ford, yaptığı her işte olduğu gibi, kozmetik dünyasına da çok sağlam bir giriş yaptı ve birçok ürünüyle özellikle de yurtdışındaki makyözlerin ünlülerin kırmızı halı makyajlarında bol bol tercih ettiği bir marka oldu. Özellikle rujları ve far paletleriyle gönüllere taht kuran Tom Ford'un aylarca hayalini kurduktan sonra en meşhur far paleti Cognac Sable'ı geçtiğimiz Ocak ayında aldım, fakat ondan kısa bir süre önce aldığım, çok daha uygun fiyatlı bir far paletinin kısmen aynı tonlara sahip olduğunu görünce sizle paylaşmak, Türkiye'de sadece Kanyon AVM'deki Harvey Nichols'da satılan Tom Ford makyaj ürünlerinden Cognac Sable'ın benzerine her yerden ulaşabileceğinizi söylemek istedim.

Benzerliğe bir bakalım.


Swatchlara geçmeden, soldaki Tom Ford, sağdaki Deborah far paletinden, 1 numara ile işaretlediğim tonların benzerliğini hemen fark edebilirsiniz. Tom Ford'da 1 numaralı ton en açık, dolayısıyla paletteki aydınlatma tonu olarak kullanılırken, Deborah'da baz renk olarak kullanılabilecek şekilde seçilmiş. Uygulamada ise benzerlikler daha çok artıyor.


Burada yine iki far paletinde de 1 numara ile numaralandırdığım tonlar oldukça benzer. Tek fark, Deborah'daki tonun biraz daha koyu olması. Bundan sonraki benzerlik, 2 numaralı tonlarda. Burada da Tom Ford çok az farkla koyu kahveye kaçsa da, tonlar oldukça benzer. Son olarak da en koyu ton olan 3 numaralı tonlarda Deborah tam bir kahve iken, Tom Ford'un tonu palete direkt baktığınızda biraz daha patlıcan moruna benziyor, uygulamada da çok koyu morla kahvenin bir araya geldiğinde ortaya çıkardığı bir ton oluyor.
Paletin en önemli farklarından biri en açık tonların farklılığı. Deborah'da şampanya rengi ve klasik bir aydınlatma tonu seçilmiş, fakat Tom Ford'da daha çok koyu tenlerde iyi görünecek bir ton var.


Yani aslında Deborah far paletinin aydınlatıcı tonu, ikinci fotoğrafta 4 numara verdiğim ton ve Tom Ford'un saf pigmente benzeyen, üstün kalitede ışıltı sunan bakır rengi (gerçekten, başka şekilde tanımlayamayacağım bir ışıltı bu) dışında diğer üç ton birbirine oldukça benzer.

Bunların dışında kalıcılıkları ile ilgili bir şey söyleyemem çünkü bana göre ikisi de oldukça uzun süre aynı şekilde kalıyor.
Tom Ford'a verdiğiniz 190 liranın en az 50'si ambalajına gitse, Deborah da aynı şekilde en az 70-80 lira ambalaj farkından kazanırsınız. Çünkü Tom Ford'un fiyatının çok büyük bir kısmı ambalajında, aynı şekilde Tom Ford'a kıyasla Deborah paletin ambalajı çok daha özensiz.
Uygulama açısından bakınca Deborah ıslak uygulamaya da uygun ama Tom Ford sadece kuru olarak kullanılan paletlerden. Bu durumda Deborah paletin tonları daha opak uygulanabiliyor, Tom Ford ise istediğiniz yoğunluğa göre birkaç kat uygulama gerektirebiliyor.

Önemli olan şeylerden biri Tom Ford'un çok farklı ve zarif, olgun bir ışıltı sunması. Bunu far paletini almadan önce araştırdığımda da çoğu yazı ve videoda okumuş ve duymuştum, ben de bir kuzenime makyaj denemesi yaptığımda onay verdim. Ayrıca paletteki ışıltılı far inanılmaz güzel. Öyle ki, tek başına yüz liraya satılsa, ve durmadan kullanmaya uygun bir şey olmasa da alırdım. Bana göre bu paleti kusursuzlaştıran da o. Yani 190 lira verdiğinizde, 39 liradan farklı olarak ne alınıyor denirse, Tom Ford'un adı, fazlasıyla özenli tasarlanmış o kompakt, farların olgun ışıltısı ve o mükemmel bakır rengindeki ışıltılı far alınıyor diyebilirim. Yine de fazlasıyla benzer renklerdeki Deborah So Brown far paletini Watsons'lardan 39 liraya bulabilirsiniz. Hem de aradaki farkla bir sürü şey alır, bir sürü şey yapabilirsiniz. :)

Umarım yardımcı ve işe yarar bir yazı olmuştur. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. 

13 Ağustos 2013 Salı

Ağustos Alışverişi ve Yaklaşan Çekiliş

Herkese merhaba!
Yine biraz uzun bir ara verdim ama son günlerde gerçekten yoğunum. Düzenli takip ettiğim bloglar bile ne yapmış etmiş çok bakamıyorum bu aralar, ama blog da durmadan aklımda. Hatta uzun süredir yeni bir çekiliş yapsam diyordum ve yine geldim bir çekilişle ve bugünkü alışverişimle.

Son 1-2 aydır, yazdan da olsa gerek, karma olan cildim fazlasıyla akneyle boğuşur oldu. Bugün artık doğru düzgün ürünler kullanmak için kendi cilt tipime uygun bir rutin edineyim dedim ve bir eczaneye girip, güzellik uzmanı önerileri alarak, aklımda sadece nemlendirici ve belki de tonik alma fikri varken, birden bu kadar şeyle çıktım. 



Şu an durumdan şikayetçi değilim. Bakalım ürünlerin etkisi nasıl olacak? Bunu en az 2 hafta, en fazla da bir ay değerlendirdikten sonra yazma planım var teker teker. 

Bu cilt bakımı alışverişinden önce uğradığım MAC'ten öyle çok da aklımda yokken Woodwinked ve Expensive Pink refillerini aldım, eczane alışverişinden sonra da sizlere "hediye etmek için ne alsam ve kendime de bir şey beğenir miyim diye baksam" diyerek Douglas'a uğradım. Satış danışmanlarının canını sıkacak kadar uzun bir süre her beğendiğime göz attım, en sonunda Chanel'den kendim için bir tane otomatik göz kalemi, size de likit ruj aldım.


Evet, bugün (14.08.2013) içinde başlatacağım çekilişte hediye etmek üzere Rouge Allure Extrait de Gloss serisinden çok güzel ve kullanışlı bir ton seçtim sizler için. Ben bile heyecanlandım alırken, siz de umarım benim kadar heyecanla katılır ve beklersiniz sonucu. Ürünün fotoğraflarını çektim ve daha iyi görmeniz için yabancı bloglarda yazısını ve net fotoğraflarını buldum, ama birkaç saat içinde tekrar görüşmek üzere diyorum.

Sizler son zamanlarda neler aldınız? Bugün aldığım Vichy ürünleri içerisinden çok severek kullandığınız ve beğendiğiniz bir ürün var mı? Paylaşırsanız çok sevinirim!

Birkaç saat içinde tekrar görüşmek üzere. :)

1 Ağustos 2013 Perşembe

Bitenler - Temmuz 2013



Herkese merhaba!

Uzun zaman sonra bir "Bitenler" yazısı için birkaç bitmiş ürünümü bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istedim. Bakalım son bir yılda neler bitmiş?

1. Glow by JLo Parfüm: Takip edip de bilmeyen çok kişi yok sanırım, ben çocukluğumdan beri bir Jennifer Lopez hayranıyım! Geçtiğimiz yıl 14 Kasım'daki konserinin sonrasında 13 yıllık hayalimi gerçekleştirip, kendisiyle tanışma fırsatı da edinmiştim. Ondan 3 hafta sonraki doğumgünüm için kuzenimden aldığım üç harika hediyeden biri de buydu. Şişesi buzlu, mat cam gibi, kokusu da çiçeksi, ferah ve gündelik kullanıma uygun. Çok kalıcı değil ama feminen bir havası var. Bunu normalde Prada Candy kullandığım için evde kullanmayı tercih ettim ve üç dört ayda bitirdim.

2. Diadermine Göz Makyajı Temizleyicisi: Uygun fiyatlı ve hemen marketten alabileceğim, waterproof maskara çıkaran bir temizleme ürünü ararken bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine aldım. Yağ-su karışımı temizleyicilerden ama ben yine de beğendim. Çünkü Clinique'in temizleyicisi bile bende waterproof maskarayı çıkarmazken, bu gayet rahat çıkardı. Tavsiye edebilirim.

3.Clarins Hydra Quench Serum (deneme boyu): Bu, geçen yıl eylül ayında yaptığım bir alışverişte hediye edilen birkaç deneme ürününden biriydi. Nemlendirme serumuymuş sanırım. Hiçbir etkisini görmedim. Sadece hafif tuzlu su kokulu, biraz yağlı bir su gibi. Ne işe yaradığını bile anlamadan, o ufacık boyu bile bitirmeden attım.

4.Estee Lauder Sumptuous rimel: Bu herhalde en heyecanla aldığım ürünlerden biriydi geçen sene, bitirdiğimden değil, üç ay bile değil de dokuz ay kullanmaya kalktığımdan attım sonunda. Çünkü haliyle kurudu. Benefit They're Real ve YSL Effet Faux Cils gibi rimeller denememe rağmen bu hala en büyük favorim. Fakat 88 lira gibi mantıksız bir fiyata almak bana pek akıllıca gelmedi bu sefer. Şimdilik Benefit'le idare ediyorum. Eğer fiyatını sorun etmezseniz gündelik makyaj için harika bir rimel, kesinlikle tavsiye ederim.

5. MAC Mineralized Charge Water Göz Kremi: Bunu Görkem'in övgü dolu yazısı üzerine aldım, bir kutuyu bitirmek 5 ay bile almadı. Gerçekten çok çok güzel nemlendiriyor, kapatıcı için harika bir baz sağlıyor. Fiyatı en son 95 liraydı ama hakkını kesinlikle veriyor. Ben de kesinlikle tavsiye ediyorum.

6. Bobbi Brown Extra Repair Serum (deneme boyu): Bu ürün, kozmetik kullanım hayatım boyunca en tuhaf duyguları yaşamama sebep olan ürün. Aralık ayındaki bir alışverişimde iki adet numunesini verdiler, ilk denediğimde mucize olduğundan emindim. T bölgemde ölü deri oluşumunu iki gün kadar ertelemiş, cildime dolgunluk ve harika bir nem, yumuşaklık kazandırmıştı. Sonra ya cildim alıştığından ya da ilk etkisini göstermediğinden aynı şeyi bir daha hiç hissetmedim. Ülkemizdeki fiyatı da 295 lira olunca zaten hiç yanaşmadım. Başta o fiyat bile verilir diye düşünürken, sonra hiçbir yararını görmediğim bir ürün oldu. Belki deneme boyu olmasıyla da ilgisi vardı, bilmiyorum.

7.Innova Pudra: Bu benim hayattaki ilk pudram. Çok güzel, hafif bir çiçek kokusu var. 2 yıl öncesine kadar Inglot'un o yoğun, kremsi kapatıcısını sabitlemek için en büyük arkadaşımdı. Bir de daha ilk kez ve bilinçsiz olarak aldığımda kendi ten rengimden en az iki ton koyu olunca yüzüme fondöten gibi kullandığımda arkadaşlarım tatilden mi döndün diye soruyorlardı -hem de kış ortasında, komik bir durum-. Aylardır dolabımın bir köşesinde duruyormuş, aslında ilk olduğu için saklayacaktım ama attım. Kolay kolay bulabileceğinizi sanmıyorum ama kapatıcı sabitlemek için güzel bir pudra, hem de mis gibi kokuyor.

İlk "bitenler" yazımdan şimdilik bu kadar. Sizin, bunların arasında olan favorileriniz var mı? Paylaşmayı unutmayın!
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!