30 Mayıs 2013 Perşembe

Benefit They're Real Maskara ile Upuzun Kirpikler!

Herkese merhaba!

Uzun bir ara verdim yine ama son final dönemime girmiştim ve sınavlarım dün itibariyle bitti çok şükür. Cumartesi akşamı mezuniyet törenim olacak ve kıyafetim her detayıyla hazır.
Silinen yazılarımı zamanında takip edenleriniz varsa ayakkabı bulmakta zorlandığımı yazmıştım, hatırlarsınız belki. Onu da geçen ay gayet memnun kaldığım bir çift ayakkabı ile hallettim ve artık mezuniyeti bekliyorum.

Fotoğraflarını geçen haftadan hazırladığım Benefit-They're Real maskaradan bahsetmek istedim bugün.
Bu maskarayı aylardır almak istiyordum ama bir türlü kozmetik alışverişine kişisel harcama yapmak için bütçe ayıramamıştım ki 2 hafta önce sonunda mümkün oldu ve kendisini dener denemez aldım. Birkaç kullanımdan sonra görüşlerim değişti ama önce ürünün ve uygulama ile elde edilen sonucun fotoğraflarını huzurlarınıza sunacağım.


Maskaranın ambalajını çok beğendim. Kurşunî bir rengi var, genel maskara ambalajı tasarımlarında olduğu gibi düz bir silindir değil, biraz farklı tasarlanmış. Elinizde tutmak ve arada bir bakmak güzel gelecek cinsten, ya da en azından bende uyandırdığı his bu. :)


Fırçasına gelince...
Bu maskara, fırçası plastik olan maskaralardan. Gördüğünüz gibi düz ama kalın bir fırçası var ve en uç kısmında bile tarağı devam ediyor. Bu, kullanımı biraz daha kolaylaştırıyor.

Uygulama öncesi ve sonrasına gelince...


Burada gözümde sadece kapatıcı var. Kirpiklerimi de kıvırmadan çekmiştim. Göz kalemi, far, hiçbir şey uygulamadım.


Burada ise kirpik kıvırıcım ve 3 kat kadar uyguladığım They're Real sonrası nasıl bir sonuç aldığımı görebilirsiniz.

Maskaranın değerlendirmesine geçecek olursam...

Kirpiğinizi kıvırdıktan sonra uyguladığınızda kirpik kıvırıcının etkisini aynen tutuyor. Bu şimdiye kadar pek görmediğim ve cidden önemsediğim iyi yönlerinden biri. Ve kesinlikle bu maskarayı kullanmadan önce kirpik kıvırıcı kullanın derim. Hem sonuçtan daha memnun kalırsınız.

Herhangi bir akma veya bulaşma yapmıyor. Zaten kuruduğunda tam kuruduğundan resmen katı formata geçince akma ve bulaşmaya imkan bırakmıyor.
Tabi yine aynı nedenden -bunu denemedim ama- muhtemelen ağlasanız da gözlerinizi ovuşturup durmazsanız akmaz. Waterproof demiyor sanırım üzerinde ama waterproof maskaralar gibi bu açıdan.
Hacim verme iddiası olsa da böyle bir şey pek görmedim. Daha çok uzattığını söyleyebilirim. Bu açıdan da fazlasıyla başarılı olduğunu. Ama benimki gibi durmadan kıvırmaktan ve rimel kullanmaktan seyrekleşen kirpikleriniz varsa hacim verecek bir maskara da almak iyi olur, bu açıdan tavsiye etmem.
Gelelim benim bu maskarayı bir daha almayacak olmama neden olan yönüne...

Kullandığımız maskaraların akmasını/bulaşmasını tabi ki istemiyoruz ama aynı zamanda kirpiklerde kalıp gibi duran, takma kirpik etkisi yaratayım derken asıl kirpiklerimizi takma kirpikler gibi plastiğe çeviren maskaralardan da, özellikle düzenli olarak makyaj yapıyorsak kaçınmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan kuruduğunda kirpiklerime dokunduğum zaman plastik bir şeye dokunuyormuş hissi veren bu maskarayı aslında pek sevemedim. Verdiği görüntüden memnunum ama silip çıkarmayı zorlaştırmasını ve kirpikleri zorlamayla her seferinde elimde en az bir kirpiğimin kalmasını hiç sevmedim. Bu yüzden bir daha alacağımı sanmıyorum.

Benefit genel anlamda sevdiğim, özellikle de Girl Meets Pearl ve farlarına bittiğim bir marka ama bu maskara onca övgüyü haklı çıkarmıyor bence bu açıdan. Bu yüzden önceden kullandığım Estee Lauder Sumptuous maskaranın Extreme versiyonunu deneme planım var ilk fırsatta. Ya da Guerlain deneyeceğim ama bu maskaradan pek memnun kalamadım ne yazık ki.

Bir sürü kişinin bu maskarayı kullandığını biliyorum. Sizin görüşleriniz neler bu konuda?
Paylaşmayı unutmayın!

21 Mayıs 2013 Salı

Make Up For Ever, Püskürt ve Sabitle!

Herkese merhaba!

Geçtiğimiz ay ilk defa bir makyaj sabitleme spreyi denemiş oldum Make Up For Ever'ın bu ürünü sayesinde. Aslında yabancı bloglarda çok çeşitli yorumlar vardı fakat ben hem makyaja gittiğimde su gereken durumlarda sünger ve fırçalarıma sıkmak için, hem de asıl işi olan makyaj sabitlemek üzere aldım bu ürünü.

Bu ürünün şişesi ortalama büyüklüğe sahip. MAC Fix Plus'ı yakinen görmemiş olmama rağmen onun yarı boyutunda olduğunu tahmin ediyorum. Normalde büyük boyu da olan bu spreyin Sephora'larda sadece bu minik boyu satılıyormuş.

Gelelim bunu uyguladığım iki ayrı günden değerlendirmelere...


Bu ürünü ilk denediğim gün zaten gayet kalıcı olma iddiasını başarıyla yerine getiren Yves Saint Laurent Teint Resist fondöteni kullanmıştım. Üzerine de Bobbi Brown allığımı uygulamıştım. Emin olmamakla beraber, hatırladığım kadarıyla pudra da kullandım. Hatta pudra T bölgemde maske gibi durunca, o görüntüyü doğallaştırmak için 2-3 kez sıktım bunu makyajımın üzerine.

Öğlen 2 gibi evden çıkmıştım, akşam 9da eve geldiğimde makyajım aynen duruyordu. Sanki yeni yapmışım gibiydi hatta. Bazıları bunun makyaj sabitlemeye yaramadığını söylese de ben aksini iddia edenlere katıldım. Büyük ihtimalle cilt tipimle çok ilgisi var.

Başka bir gün, ve havanın çok çok sıcak olduğu, makyajın akmaya yer aradığı bir gün bu ürün bende hiçbir değişiklik göstermedi. Makyajım sanki hiçbir ek uygulamada bulunmamışım gibi aşırı sıcakla beraber yok oldu gitti. O gün Max Factor Lasting Performance fondöteni kullanmıştım. Herhalde ilk uygulamadaki fondötenin kalıcılık vaadini fazlasıyla yerine getirmesiyle ilk seferde makyajımın aynı kalması, ikincisinde fondöten ve hava değişimiyle bu ürünün hiçbir işe yaramaması gibi bir durum oldu.

Sephora'nın asıl ve Amerikan sitesine baktığımda karma ve yağlıya dönük cilt tiplerinde bu ürünün çok işe yaradığını yazan bir sürü kişi gördüm. Ama dediğim gibi, hava değişimine göre çok da etkisi olmayan bir ürün halini alabiliyor.
Bunun dışında yapış yapış bir his vermiyor. Uygulaması gayet rahat ve kolay. Kesinlikle milyon kere sıkmanıza gerek yok, yüzünüzü örtecek kadar uygulamanız yeterli. Herhangi bir tuhaf kokusu da yok.
Fiyatı da 24 lira.

Eğer bu tip bir ürün arıyorsanız ve cilt tipiniz benimkine benzerse, uygun ürünlerle, uygun bir havada işinize yarayacaktır. Fakat aksi durumda bu ürünün etkisi her kullanana göre farklı olacaktır diye düşünüyorum.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

20 Mayıs 2013 Pazartesi

NARS'tan İpek Etkisi!

Herkese merhaba!

Geçen hafta aldığım NARS pudrayı bugün değerlendireyim dedim. Haftasonu 12 saatliğine dışarda olduğum bir gün kullanınca daha işe yarar bir değerlendirme yaparım diye düşündüm, ki merak edebilecek olanların da işine yarasın.

Bu pudrayı geçen hafta Sephora'da Benefit'in "They're Real" adlı rimeli için ödeme yapmak üzereyken Black Card ile %10 indirim hakkım olduğunu söylediklerinde NARS'tan ilk kez bir şey almış olayım diye bütün ürünlere bakarken aldım. Bu aralar kullandığım hiçbir pudradan memnun kalmayınca (MAC MSF ve Kryolan transparan sabitleme pudrası) kendi cildim için en uygun pudrayı arama macerama bu pudrayı da eklemiş oldum.

Önce fotoğraflar gelsin, sonra ise özellikle de benim cilt tipimle aynı özelliklere sahip olanlara yardımcı olacağına inandığım detaylı değerlendirme yazım.





Önce iyi yönleri...

Yardımcı olan satış danışmanının söylediğine göre bu pudra paraben içermiyor. Bu açıdan iyi çünkü paraben kanserojen bir madde ve cildimizde kullandığımız ürünlere çok dikkat etmemiz gerektiği düşünülürse buradan bir artı verebiliriz bu pudraya.
Kompaktın içerisindeki ayna klasik NARS ambalajı olsa da gayet güzel bir büyüklükte, pudrayı tazelemek üzere çantanıza atacağınızdan bu da güzel bir yönü.
Bu pudranın beni en çok etkileyen ve ancak eve gelip kendimde denediğimde görebildiğim özelliği şimdiye kadar denediğim en ipeksi pudra olması. Hani şu yabancı bloglarda "finely milled" denen, mükemmel şekilde inceltilmiş pudralar var ya, işte bu hayatımda denediğim en mükemmel yapıdaki pudra diyebilirim o açıdan.
Şimdiye kadar hiçbir pudranın vermediği bir his verdi dokunduğumda, büyük taneler halinde elime falan gelmedi, çok uyguladığım için burnumun üstünde birikip maske gibi durmadı. Bu açıdan inanılmaz, inanılmaz güzel!
Fakat bunlardan sonrasına bakacak olursam...

Benim T bölgem, hele de havalar bu kadar ısınmışken İNANILMAZ yağlanıyor! Resmen hiçbir pudra bunun hakkından gelebilecek gibi değil. Eğer siz de aynı şeyden şikayetçiyseniz bir matlaştırıcı baz (aklıma Benefit'in Porefessional'ı geliyor mesela) kullanmadan tek başına bir pudradan yağlanmayı gizlemesini beklemek çok zor. Tam hesap yapamadım mesela ama bu pudra tahminimce en fazla 2 saat önledi T bölgem, özellikle de burun bölgemdeki parlamayı. Sonra yeniden uygulama yapmam gerekti.

Bir büyük eksi de yeniden uygulama esnasında görüldü. Bu tarz ürünler içerisinde gelen süngerimsi aplikatörler zaten genel olarak işe yaramıyorlar ama yanımda koca bir fırça da taşıyamam diye ona güvenerek yola çıktım, fakat o incecik sünger uygulamada inanılmaz kötü bir sonuç verdi. Yağlanan T bölgesinde pudra resmen çizgiler halinde birikti ya da burun hatlarında toplandı kaldı. Çamur gibi göründü ve öyle olunca resmen ıslak mendili elime aldığım gibi oradaki bütün makyajı silmem gerekti.
Yani ben böylece anladım ki, özellikle de bu havalarda kesinlikle matlaştırıcı kremler, bazlar kullanmadan bir pudradan yağlanmayı gizlemesini beklemek hayal kurmaktan başka bir şey değilmiş.
Bir önemli yön daha, satış danışmanının söylediğine göre bu pudra SPF içeriyor. Yani fotoğrafla işiniz olduğunda kesinlikle tercih etmeyin, yoksa iyice parlarsınız. :)

Kendi açımdan bakınca bu ürünü bir daha almayı düşünmem herhalde, ama normal ve hatta kuru bir cilt için, son karede de görebileceğiniz üzere, kapatıcılık aramayan birine fondöten sabitlemede çok iyi gideceğine inanıyorum. Özellikle de o ipeksi dokusu kesinlikle hak ediyor bir NARS ürününe verilen parayı.

Sizden bu ürünü kullanan var mı? Özellikle de benimki gibi bir cilde sahip olan? Varsa önerileri, görüşleri nelerdir?
Paylaşmayı unutmayın!

ARTIK YOUTUBE'DAYIM!
Youtube'dan beni takip edebilir, kanalıma abone olarak videolarımı izleyebilirsiniz :)
Bengisu Ayşe Youtube kanalı

17 Mayıs 2013 Cuma

Üç Renk Bir Arada: Clarins Gloss Prodige!

Herkese merhaba!

Geçtiğimiz ay ufak ufak alışverişlerin bir araya getirdiği koca alışverişimin Sephora'da gerçekleşen bir kısmında makyajlarda kullanmak üzere gloss eksiğimi kapatmak için bir şeyler ararken Clarins'in bu üçlü setiyle karşılaştım. Normalde tek tek alsam yine benzer bir fiyata geleceğinden 85 lira olması bu seti almayı bana o anki hesaplarıma göre oldukça cazip hale getirdi.

Şimdiye kadar Clarins'ten renkli kozmetik hiç almamıştım fakat takip ettiğim yabancı bloglarda glosslarının methini çok duymuştum. Bakalım bende de aynı hissi uyandıracak mı dedim, 3 farklı renk seçeneği sunduğunu da görünce aldım gitti!

Glossları bir arada tutan bir kutu içinde, her biri ayrı ayrı kendi kutusuyla paketlenmişti.



İçinden çıkan renkler kapakta gördüklerimin aynısı değildi. Belki her set farklıdır ama başta hayal kırıklığı olsa da sonradan renk çeşitliliği açısından bakınca beni memnun etti.


Glossun aplikatörü benzerini görmediğim bir türde. Uygulamayı kolaylaştıran, ince uzun bir sünger olarak tasarlanmış.


Her gloss gibi bu da özellikle rüzgarlı havalarda saçlarınızın dudaklarınıza yapışmasına neden olacak yapıda. Fakat renklerin yarı saydamlığını çok sevdim. Yoğun şekilde uygularsanız hafif bir renklendirmede bulunuyor. Işıltısı da nokta nokta simler gibi değil de, ayna parlaklığı gibi.


Bu gloss ile ilgili en sevdiğim şey kesinlikle kokusu! Resmen kırmızı meyveler, özellikle de ahududu gibi kokuyor.

Fiyatı ve set halinde olması bahanesiyle alıp, Clarins glosslarıyla tanışmama vesile olan bu set "iyi ki almışım!" dediklerim arasında. Dünkü Sephora çıkartmamda tekrar göremedim ama eğer siz de benzer bir ürün arayışındaysanız bence göz atmanızda fayda var.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Ufacık Bir Alışveriş Ve Yakında Başlayacak Çekiliş!



Herkese merhaba!

Bugün sonunda ufak ötesi de olsa bir alışveriş yaptım. Aslında aklımda bir sürü şey vardı bakmak istediğim fakat aklımdakilerden sadece birini aldım. Yine de merak ederseniz neler için yola çıktım, önce onlardan bahsedeyim.

Malum, havalar inanılmaz ısındı. Artık maske gibi örten fondötenlerden sıkıldım. Bir Yves Saint Laurent bağımlısı olarak geçen senenin ikinci yarısı gibi piyasaya giren Touche Eclat fondöten bugün almayı en çok istediklerim arasındaydı.


Mağazada fondötenin yapısını elimde denedim. Mükemmeldi resmen! Ama hem yoğun bir şekilde güneş koruyucu sürdüğümden hem de mağazanın güçlü ışıklarından olsa gerek, bir de karma olunca cildim, ve matlaştırmak için öncelikle baz olarak hiçbir şey uygulamayınca fondöten resmen yüzümde yok oldu. Hiçbir şey göremedim. Ne renk eşitleme, ne bir gram kapatıcılık. Tek gördüğüm şey ışıl ışıl bir ciltti.
Zaten aşırı yağlanan T bölgem parlarken bir de yanaklarıma benzer bir parlaklık gelince iyice yağlı göründü cildim. Normal ya da kuru cilde sahip olsam kesin atlardım bu fondötene! Ama dediğim gibi, hem baz olarak uyguladığım 50 faktörlük korumalı güneş kremi, hem de mağazanın ışıklarıyla Touche Eclat hayallerim suya düştü.

Aylardır almak istediğim They're Real maskarayı denemek için bugün kirpiklerimi sadece kıvırıp çıktım. Mağazaya girer girmez denediğim rimel bütün o övgüleri hak ettiğini düşündürdü bana. Belki Lancome'un meşhur rimellerine de göz atarım diyordum ama sonra Boyner'i dolansam da tekrar dönüp They're Real'ı aldım.

Kasada ödeme esnasında Black Card'ımla yüzde 10 indirim hakkım olduğunu öğrenince NARS'tan ilk kez bir şey alayım dedim. Aklımda ilk olarak allık vardı fakat sonra hala iyi bir pudram olmadığını hatırlayınca Pressed Powder serisinin Eden rengini bana uygun gören satış danışmanına denettikten sonra aldım.

Sonra da uzun zamandır planladığım çekilişim için sizlere MAC'ten Vegas Volt ruju kapıp, işimi bitirdim.

Çekiliş postum için hediyenizin fotoğrafı hazır. Vegas Volt'u ben ilk olarak geçen yıl bir çekim ihtimali için aklımdaki makyaja uygun ruj ararken bulmuştum ve daha sonrasında blog satışı ile satsam da her zaman en sevdiğim MAC rujları arasında oldu. Makyaja renklerin geldiği bu sıcak havalarda mercanımsı kırmızı olan ruju birinize hediye edecek olmam bana bile heyecan veriyor :)

Yakın zamanda kendime aldığım diğer iki ürünün değerlendirme yazısı huzurunuzda olacak. Fakat bugün "ah biraz zengin olsam da şunları da alabilsem..." dememe neden olan ve hiç aklımda yokken görüp vurulduğum üç ürün vardı ki, "imkanı olanlar en yakın zamanda görsün!" diyerek yazımı sonlandırayım :)

Laura Mercier'in body scrub serisinden Amber ve vanilyalı olanına resmen öldüm, bayılmak da değil! Koskoca bir kavanoz içerisinde ve öyle bir kokusu var ki, "oradan bir tatlı kaşığı lütfen!" diyesim geldi.


Amaçsızca dolanırken Clarins standında pembe tonundaki "Instant Light Perfector" ürününü denedim. Bu inanılmaz güzel bir aydınlatıcı!


Sevil'de dolanırken Armani'nin bahar koleksiyonuyla çıkardığı bu palete resmen bittim! Hem farların rengi, hem resmen kaymak gibi o sürümleri, o mavi yansımaları olan mor, o üst kısımdaki ışıltılı pudra... Ne olurdu şu kadarcık palet 195 lira olmasa?

Tabi daha bir sürü makyaj malzemesi denedim bugün ama aklımda ve gönlümde bunlar yer etti. Belki önümüzdeki aylarda birini almak kısmet olur.

Çekilişim yakında başlıyor, ben heyecanlıyım, ufacık bir hediye de olacak olsa sizler de beğenirsiniz umarım.
Çekiliş postunda görüşmek üzere!

14 Mayıs 2013 Salı

YSL Uluslararası Makyaj Sanatçısı Fred Letailleur ile Yeniden!

Herkese merhaba!

Geçtiğimiz yıl, haziran ayında Capacity Douglas’ta adına düzenlenen etkinlikte tanıştığım Yves Saint Laurent uluslararası makyaj sanatçısı Fred Letailleur, 5-6-7 Nisan’da tekrar ülkemizdeydi. Fred ile tanışır tanışmaz çok güzel bir diyalog kurmuştum. Makyaj sanatçılığına ilgi duymaya başladığım ilk zamanlarda en büyük hayalim yurtdışında ünlülerin makyajlarını yapmaktı ve Fred de Angelina Jolie ile Cate Blanchette gibi bir sürü büyük isimle çalıştığından, ondan o gün çok güzel tavsiyeler almıştım.


Kendisi hayatımda gördüğüm en güler yüzlü insanlardan biri. Son birkaç yıldır Yves Saint Laurent’in uluslararası makyaj sanatçılığını yapan Fred, önceden de Giorgio Armani’nin kozmetik serisi için imaj kreatörü olarak çalışmış. Aynı zamanda o zamanlarda Armani defilelerinin de kulislerinde makyaj dehasını konuşturmak üzere yer almış. Adından da anlayabileceğiniz üzere Fransız olan Fred, dünyanın dört bir yanına işini gerçekleştirmek için seyahatlerde bulunsa da, aslında Londra’da yaşıyor.

Geçen ay İstinye Park’ta yaklaşık bir yıl aradan sonra tekrar görüştük Fred ile. Kendisine dikkatinizi çekebilecek birkaç soru sordum. Bakalım ne gibi yanıtlar vermiş.

Birileri size “makyaja yeni yeni ilgi duymaya başladım, sizce kesinlikle almam gereken ilk 3 şey nedir?” diye sorsa, cevabınız ne olur?
Her şeyden önce iyi bir fondöten, maskara. Üçüncüsü de kişinin tercihine göre bir ruj ya da gloss.



Yves Saint Laurent markasının far paletlerinden hangisi ya da hangilerini ilk kez alacak birine önerebilirsiniz renklerin kullanışlılığı açısından baktığınızda?
8 ve 11 numaralı bu iki far paletini çok seviyorum, kesinlikle bunları öneririm. Birindeki toprak tonlarıyla koyu bir göz makyajı yapabilecekken, diğerindeki altın tonlarıyla daha ışıltılı ama daha kullanışlı renkler elde edersiniz. İkisini birden alabilirseniz farları karıştırarak da kullanabilir, böylece yeni renklerle farklı makyajlar ortaya çıkarabilirsiniz.


Angelina Jolie gibi büyük isimlerle çalıştığınızı biliyorum. Peki çalıştıklarınızdan makyajla en çok değişen ünlüler kimler? Kimlerin ilk haliyle, makyaj uygulamasından sonraki hali arasında gözle görülür derecede bir fark oluyordu sizce?
Aslında makyajla en farklı görünenler, makyajda yeniliğe en açık olanlar oluyor. Böyle baktığımız zaman da genelde genç isimler yeniliklere açık olduğundan, çalışma fırsatı bulduğum genç bayanlarda gördüm en büyük değişimi. Bir isim vermem gerekirse bu, son zamanlarda yer aldığı filmlerle ismini sık sık duyduğumuz Gemma Arterton olur. Gemma makyajda yeniliklere açık biri, bu yüzden ona farklı bir şeyle geldiğinizde bunu heyecanla kabul ediyor. Böylece makyajsız haliyle makyajdan sonraki hali gerçekten çok farklı oluyor.


Gözümüzü büyük göstermek için üst kirpik çizgisine liner çekmemiz gerektiğini genel olarak biliyoruz, peki büyük gözleri olanların, gözlerini çekik göstermek için ne gibi bir uygulama tercih etmesi gerekir?
Göz kalemini gözün sadece dış yarısına uygulayın, ve onu da dışarıya doğru dağıtın. Ne kadar dışa buğuluk verirseniz, o kadar çekik gözler elde edersiniz.


Bu sorduğum soruların dışında Fred bana, beni çok etkileyen bir şey daha söyledi güzellik ve makyaj konusunda. Bu, sohbetimiz esnasında benim herhangi bir soruma yönelik olmayan bir açıklamasıydı, fakat söylediklerini aynen hatırlıyorum:
“Aslında makyajın en güzel yönü, bir bayanı daha güzel bir hale getirmesi değildir. Ona, kaybettiği özgüvenini yeniden kazandırmasıdır. Mesela yeri geldiğinde bir kanser hastasıyla çalışırız. Gördüğü terapiler ve tedaviler sonucunda kaybettiği kaşlarını nasıl çizebileceğini ona öğretmek hem yüzündeki mutluluğu gördüğümde, hem de hayata küsmesine engel olduğumu fark ettiğimde beni her şeyden çok mutlu ediyor.”


Fred ile ilk tanıştığımızda da çok iyi anlaşmıştık, fakat sizlere bu yazıyı hazırlamak için kendisiyle tekrar görüştüğümde onu daha yakından tanıma fırsatı buldum. Makyaj sanatçılığı yapmadan önce psikoloji eğitimi aldığını ve bir süre psikologluk yaptığını öğrendiğimde kendisinden daha bir etkilendim. Bu kadar güleryüzlü ve hoş bir insanı herkesin tanıması gerektiğine inanıyorum.
O hem işinde inanılmaz başarılı, hem de bu tip etkinliklerde kendisiyle tanışmaya gelenleri tüm sıcakkanlılığıyla ve kocaman güleryüzüyle karşılayan biri.

10 Mayıs 2013 Cuma

Laura Mercier Shimmer Bloc ile Işıl Işıl!

Herkese merhaba!

Son birkaç yazımda son aylarda aldıklarımı değerlendiriyordum. Bu aralar hayatımda tuhaf bir dönemde olduğumdan birkaç gündür bir şey yazamadım ama günlerdir bilgisayar başına geçip size son zamanlarda aldıklarımdan en sevdiğim ürünler arasında başı çeken Shimmer Bloc'u yazmak istedim.

Aydınlatıcılar en sevdiğimiz makyaj malzemeleri arasında. Elmacık kemiklerinde ışığı en güzel şekilde yansıtacak ürünü hepimiz arıyoruz. Bazılarımız allığa doymazken, bazılarımız da aydınlatıcıya doymaz.
Şimdiye kadar Benefit-Girl Meets Pearl ve MAC Lightscapade MSF kullandım, ama ikisini de buradan sattım. YSL Dare to Glow aydınlatıcıyı denedim fakat bana pratik gelmediğinden onu da çekilişle hediye ettim. Elimde hiç aydınlatıcı kalmadığında İstinye Park Boyner'de dolanırken yüzde elli indirimli birkaç Laura Mercier ürünü arasında satış danışmanının kuytu köşelerden çıkarmasıyla bu ürünü almış oldum.

Bundan sonrası için benim yerime fotoğraflar konuşsun.





Bobbi Brown Shimmer Brick'leri bilenler hemen bu ürünün de onu anımsattığını düşüneceklerdir. Evet aslında bana da hem isim, hem stil olarak fazlasıyla onu hatırlattı aldığım gün. Bu renklerden oluşan kombinasyonun adı "Orchid" ve benim yüzde elli indirimden alabilmiş olmam tamamen koleksiyon ürünü olmasından geliyor. Ben İstinye Park Boyner'deki sonuncusunu almış oldum o gün, en azından satış danışmanının söylediğine göre.

Bu ürünün pigmentasyonu inanılmaz başarılı. Dört üçgenden yan kısımdakiler neredeyse aynı renkteler, pudra pembesi gibiler, alt üçgen yoğun bir sedef tonu, altından çok, beyaza kaçan bir ton. Zaten aydınlatıcı için o kısım tek başına iş görebiliyor fakat tabi uygulama esnasında fırçanızla tamamını karıştırıp uygulamak da size kalmış.
Üstteki koyu mor, daha çok mürdüme kaçan bir mor. Yüzümde denemedim ama far olarak inanılmaz güzel duruyor.

Ürünün kalıcılığıyla ilgili bir şey diyemem çünkü henüz hiç kullanıp dışarı çıkmadım. Fakat konu Laura Mercier olunca hayal kırıklığına uğratacağını hiç sanmıyorum.

Bu ürünün normalde ülkemizdeki satış fiyatı 129 lira, ben 64.5 liraya almış oldum. İndirimsiz haliyle de verdiğiniz paraya değebilir fakat yurtdışından getirtebiliyorsanız kesinlikle bir yoluna bakın bence. Hatta şuradan diğer renk seçeneklerini görebilirsiniz: Sephora'da Laura Mercier Shimmer Bloc!

Siz neler düşündünüz bu ürünle ilgili?
Paylaşmayı unutmayın!

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Biraz Hayal Kırıklığı: Make Up For Ever 23L Göz Kalemi

Merhaba!

Son büyük alışverişimde aldıklarımın değerlendirmesine devam ediyorum. Bu sefer sırada Make Up For Ever'dan aldığım ilk şey olan göz kalemi var.

Gözleri büyük göstermek için üst kirpik çizgisine siyah liner çektiğimiz gibi, alt kirpik çizgisi içine de beyaz öncelikli olmak üzere ten renginden açık tonda kalemler uygulamamızın işe yarayacağını çoğumuz biliyoruz. Elimde iyi bir beyaz göz kalemi olmadığından Make Up For Ever'ın kalemlerine bakarken aslında beyazdan çok metalik ve sedefli olan 23L kodlu bu kalem gözüme çarpmıştı.
Mağazada elimin üstünde denediğimde hem duruşunu hem de rengini çok beğendiğim bu kalem, fotoğraflarıyla aklınızı çelebilecek olsa da benim çok fazla memnun kaldığım bir kalem olmadı.






Göz kaleminde genelde yumuşak ve sürer sürmez rengini veren yapılar bekliyoruz. Hele ki iyi bir markadan almışsak verdiğimiz paranın hakkını alalım istiyoruz. Ama bu kalem bir türlü işe yaramadı bende.
Elimin üstündeki görüntüyü vermesi için yoğun bir şekilde birkaç kat üst üste geçtim. Ama normalde göz içine uygularken hiç rahat değil kullanımı. Göz içinden, hemen kirpik diplerine iniyor. Sanki gözün içine değil de alt kirpiğinizin dibine kalem uygulamışsınız gibi, bir de bulaştığı alt kirpikleri kendi rengine boyuyor. Hiç sevemedim.
Tabi yine de her ürünün alternatif uygulama şekilleriyle işe yarayacak hale getirilmesi diye bir şey var allahtan. Hiç işe yaramıyor tabi ki diyemem ama asıl alma amacım için çok bir işe yaramadı. 

Yanlış hatırlamıyorsam fiyatı 41 lira MUFE Aqua Eyes göz kalemi serisindeki kalemlerin. Seri için konuşmam doğru olmaz ama bu rengi tekrar almayı düşünmem muhtemelen. Çünkü göze uygulamada hem göz içinde hiç durmadı, hem de buradaki modeldeki uygulama için birkaç kat ve hatta hafif bastırarak uyguladım.

Sizler bu seriden herhangi bir rengi kullanıyor musunuz? Sizin görüşleriniz nasıl?
Paylaşmayı unutmayın!