14 Nisan 2014 Pazartesi

Marka Hikayeleri - Tom Ford

Herkese merhaba!

Marka hikayelerine bugün en sevdiğim ama bir o kadar da seyrek alışveriş yapmak zorunda kaldığım Tom Ford ile devam ediyorum.


Öncelikle, markadan değil de, Tom Ford'dan bahsetmek istedim. Çünkü beni markaya çeken şey arkasındaki bu inanılmaz başarılı adam.

Tom Ford, ilginç şekilde, girdiği her alanda hep en iyilerden olmuş. Bu yüzden kozmetik markasını yaratacağı zaman heyecanla bekleyen bir sürü kişi vardı. Ben de markanın Türkiye'ye gelişini 1 yıldan fazla bir süre beklemiş, arada Harvey Nichols'a gidip "ne zaman geliyor?" diye sorup durmuş olan kesimdenim.
Yıllarca Gucci için tasarımcılık yapan Tom Ford, daha sonra markadan ayrılarak kendi markasını kurmuş. Özellikle fazlasıyla meşhur güneşgözlüklerinin yanında, bir sürü kırmızı halı davetinde gördüğümüz ünlüleri gerek kıyafet, gerekse ayakkabı tasarımlarıyla giydiren Tom Ford'un "A Single Man" adlı, başrolünde Colin Firth'in yer aldığı yoğun dram türünde bir filmi de bulunuyor. Ford, filmin hem yönetmenliğini yapmış hem de kitabın sinemaya uyarlamasında senaryo yazım aşamasında ismi olan 2 kişiden biriymiş. Hatta bu filmdeki rolüyle Colin Firth, bir Oscar adaylığını da kapmış.
Tom Ford'un sinemada başka bir "elle tutulur" işi bulunmuyor o zamandan beri ama yaptığı her şeyde başarılı olduğu gibi, sinemada da önemli ve dikkat çeken bir başarı elde ettiği kesin.

Tom Ford kozmetik markası özellikle yurtdışında ünlülerin makyözleri tarafından fazlasıyla tercih edilen bir marka. Benim Jennifer Lopez'e olan ilgim ve çok seyrek de olsa makyözünden arada tüyoları kapabilme fırsatımla en azından Jennifer Lopez ile yıllardır çalışan Mary Phillips'in, ünlünün birçok makyajında Tom Ford tercih ettiğini biliyorum. Yine Mary Greenwell, kendi markasını çıkarana kadar Charlotte Tilbury, hep Tom Ford'un makyaj malzemelerini kullanıyordu. Charlotte Tilbury demişken, Tom Ford'un ilk reklam görsellerinden beri bütün kozmetik reklamlarındaki makyajlar dünyaca meşhur ve inanılmaz başarılı makyöze ait.

Gelelim benim markayla olan tüketici ilişkime...

Dediğim gibi, her ne kadar renkli kozmetikte üstüne tanımasam da, uçuk fiyatları ve son zamana kadar ruj ve ojeleri farklı mağazalarda satışa başlamış olsa da bütün ürünlerini getiren tek yerin Kanyon-Harvey Nichols olması sebebiyle markadan çok fazla alışveriş yapmadım.

İlk Tom Ford'um Ocak 2013'te aldığım Cognac Sable far paletimdi.


Bu far paletinin özellikle de açık ten için tam bir joker olacağını düşünerek almıştım. Farların pigmentasyonu ve özellikle de o bakır rengi simli far o kadar güzel ki, o zamanlar 190 lira vermiş olmama rağmen "iyi ki almışım" dediğim şeylerden biri Cognac Sable. Gerçi Tom Ford'dan aldığım hiçbir şey için pişmanlık duymadım şu ana kadar ama bu far paletinin kullanışlılığı pek rekabet yaratacak seviyede değil.
Paletin yazısı çok önceden blogumda vardı ama bir swatch görmek isteyenler için tekrar!




Sonraki Tom Ford alışverişim ancak bu yıl yine Ocak-Şubat ayı civarında gerçekleşti. Bütün bir yıl birikim yapıp bir kez daha Harvey Nichols'a gitmek ve bu sefer birkaç şey almak istediğim gün seçtiğim ilk şey, detaylı yazısını yazdığım Violet Fatale rujdu.


Ardından ise Frantic Pink allığı aldım, ve "bir fırçaya 200 lira verilir mi?" diye içimde 5-10 dakika muhasebe yaptıktan sonra "1.5 yıldır hayalini kuracağıma artık alayım gitsin" diyerek allık fırçasını almıştım.

Markadan şu ana kadar aldıklarım...


Özellikle allık fırçası benim makyaj fırçası algımı tamamen değiştirdi. Bu kadar mükemmel bir uygulama yapan, dünyanın en pigmentsiz allığını bile yoktan var eden, inanılmaz yumuşak ve sarılıp uyumak isteyeceğiniz kaşmir kılları olan bu allık için, istediği kadar uçuk olsun, 205 lira gerçekten değdi. Bir MAC allık fırçasıyla arasında dağlar tepeler dereler, aklınıza gelebilecek her şey kadar fark var. Gerçekten inanılmaz güzel bir şey.

Far paletleri deseniz zaten Tom Ford'unkilerle tanıştıktan sonra "en kötü" Guerlain yetiyor size. İki markanın da bu alanda muhteşem olduğunu biliyorum ve başka hiçbir marka bana bu alanda daha başarılı gelmiyor.

Rujlar... Violet Fatale inceleme yazısı düşüncelerimi özetleyecektir.
Allık... Başlarda markadan almama değmeyen tek şey olduğunu düşündüm ama şu anda özellikle de çok açık ten için Frantic Pink'ten daha hoş bir şeftalimsi pembe allık olabileceğini düşünmüyorum. İçindeki ufak ışıltılar da benim gibi ışıltılı allık severlerin gözünü iyi doyuruyor. Işıltı dediysem, MAC mineralize allıklar değilde, MAC'in çok meşhur Style adlı allığındaki gibi bir ışıltı. Sim değil, ışıltı.

Tom Ford'un özellikle de far paletleri ve rujları benim için kendi alanında tartışmasız en iyilerden. Yüz fırçaları da elimde olsa hepsini alacağım! Mükemmeller çünkü.

Sizin Tom Ford hikayeniz nasıl? Markadan sahip olduğunuz ya da almayı en çok istediğiniz şey(ler) ne? Paylaşmayı unutmayın!

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

3 yorum:

  1. Allık ve allık fırçası gözüme pek bi şahane göründü ama çok pahallı gerçekten

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ne yazık ki normalde de fazlasıyla yüksek olan fiyatlarına ülkemizdeki vergiler ve mağaza karları eklenince daha bir uçuk fiyatlar elde ediliyor. Ama piyasada başka güzel ürünler de var ve herkes makul gördüğü, harcamak istediği fiyatları vermeli :)

      Sil
  2. vıolet mat rujunu aldım allık bı adette ındımde rujunu gerçekten muhteşem kalıtede hıcbır marka ıle kıyaslanamaz

    YanıtlaSil

Lütfen link içeren yorumlar bırakmayın, onaylanmayacaktır. Zaten konu hakkında bırakacağınız yorumlar üzerinden profilinize bakılabiliyor.
Anlayışınız için teşekkürler :)